Şair, yazar ve oyuncu Mehmet Cemil Cömert 23.11.1983 yılında Şanlıurfa ‘da dünyaya geldi.
İlk ve orta öğrenimini, Adana’ nın Belediye Evleri Mahallesi’nde bulunan Sabancı İlköğretim Okulu’nda;
lise tahsilini, açık öğretim lisesinden tamamlamıştır.
Şiir yazmaya ilkokul dönemlerinde başlayan şairimiz Şanlıurfa Hizmet Gazetesi’nde köşe yazarlığının Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu genel sanat yönetmeni Kadir Kırıcı ile tanışmış, sanat hayatına tiyatro oyunculuğuyla başlamıştır. Akabinde Şanlıurfa Edessa TV ekranlarında yayınlanan İrfan Meclis Şiir ve Edebiyat programını sunmuştur.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük efsane yönetmeni Mehmet Ali Gündoğdu’yla tanışması oyunculuk kariyerini yılın oyunculuk ödülünü alarak taçlandırmıştır.
Sanatı şöyle tarif ediyor şair, yazar ve oyuncu Mehmet Cemil Cömert:
Sanat; yaşanmış olan, yaşanan ve yaşanacak olan hayatın ta kendisidir. Sanatta 4 insan kavramı vardır, insanı insana insanla insanca anlatma sanatıdır.
Şair; mutluluğu ile kendisi, kendisinin mutluluğu ile hep başkalarının mutsuzluğunu oturtan, beni biz yapan erdemli kişidir.
Her zaman ve her yerde olmaya çalışır.
Güneşin battığı, ışıkların söndüğü, evlerin ısınmadığı, yalnızlığın inciten acılı zamanlarında, bazen
karanlık ve dar sokakta yürürken duyulan korkuda,
bazen ölümün soğuk yüzüne karşı duran bir adamın son çırpınışlarında ya da çığlık çığlığa bir çocuğun
doğuşunda, yitik bir aşkın öfkeli hallerinde yüzünü gösterir. Yüreğini ve inancını bir kandil gibi karanlıkları aydınlatması için ihtiyacı olana sunar. Yalnızdır, yalnızlığa mahkûm bırakılmıştır.
Ama şair yalnızlığını sığınak olarak görmez. O yalnızlığın şiirini yazarken bile topluma karışmak, elini uzatıp kucaklaşmak için bir müminin inziva sabrını gösterir, inzivadan şiiri ile çıkar ve gözlerinde hakka duyulan sevginin kutsal ışığı vardır.
Tereddütsüz dinleyelim onları
açtıkları yoldan tefekkürle yürüyelim.
Dünyanın karmaşık öykülerini ve görkemlerini, acı ve mutluluğu ölüm ve yaşamı anlatan bilgeyi dinleyelim.
Sokaktaki adamın yalnızlığını anlatacak bize, bir dilencinin son feryadını anlatacak bize.
Sütü kesilmiş annenin dayanılmaz acısını, sevda uğruna işlenen cinayetleri, yok edişleri…
Bizi anlatacak, içimizdeki melek ve şeytanı anlatacak. Kendimizden korkmadan yüzleşelim kendimizle.
Her insanın bir yanı şair ve bir yanı ozandır, ozan insancıl coşkunluğa alabildiğince geniş bir yol açmakla görevli ameledir.
Harcı ve malası dilidir. Gizem cümlelerindedir. Kalbinden geçenlere aklı yetenler sözcüklerin hızına yetişen ve söz ustası olan ozanlardır.
Şairin gözü, duyguları, düşleri, özlemleriyle dolu bu örgüye kendimizi ilmek yapalım; güzellik ordadır, hayat orada.
Mutluluk ordadır.
Gerçek aşk orada…