Balıklıgöl platosundaki camide yapılan müdahalelerde spiral makineler kullanıldığını söyleyen Yıldırım, “Yapının özgün mimarisinde yer alan kavisli saltıklar, kornişler gibi özel detaylar tamamen kesilmiş. Cephe duvarlarında slim işlemleri yapılmış ve yüzeylerde bıçak izleri açıkça görülüyor. Bunların geri dönüşü yok. Bu yapılan restorasyon değil, tahribattır” dedi.
Yıldırım ayrıca, kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığının sorgulanması gerektiğine dikkat çekerek, “Kamu bu eserlere sahip çıkmaya çalışıyor, ama kamu bütçesi dediğimiz şey senin, benim, halkın cebinden çıkan para. Onarıma baktığımızda aslına uygunluk göremiyoruz. Bu büyük bir vebaldir” diye konuştu.
Süreç içinde ilgili idari kurumlara durumu bildirdiğini ancak tüm uyarılara rağmen yanlışların sürdüğünü söyleyen Yıldırım, işin ihalesine dair bilgilerin de kamuoyundan gizlendiğini belirtti. “Caminin önünde bir tabela var ama işin süresi ve ihale bedeli yazılmamış. Bu kasıtlı bir durumdur. İhale bedelinin belirtilmemesi tüyü bitmemiş yetimden başlayarak tüm halkı ilgilendirir. Kamuoyunun bunu sorgulaması gerekir,” dedi.
Son olarak, hem bir vatandaş hem de bir inşaat mühendisi olarak bu süreçlerin takipçisi olacağını vurgulayan Yıldırım, “Bu işler şeffaf yürütülmeli. Tarihi miraslarımıza zarar veren her uygulamanın karşısında duracağım,” ifadelerini kullandı.