Öğrenci Leyla Andiç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Sinan Ateş ve İlçe Şube Müdürü Murat Topal tarafından makamda kabul edildi. Törende genç yazarın başarısı takdirle karşılanırken, danışman öğretmeni Feride Uçman da tebrik edilen isimler arasındaydı.
Törende konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Sinan Ateş, Leyla’nın yazdığı mektubun yalnızca bir metin değil, aynı zamanda insanlığın vicdanına dokunan bir çağrı olduğunu vurguladı. Ateş, “Evladımızın kaleminden dökülen her cümle, insanlık vicdanının bir yansımasıdır. Bu başarıyı Hilvan’ın ortak gururu olarak görüyoruz. Gazze’yi sadece aklımızda değil, kalbimizde de yaşatmalı; yapılan zulümlere karşı sessiz kalmamalıyız,” ifadelerini kullandı.
“Hanzala’nın Sessizliği, Kalemle Bozuluyor”
Ateş, konuşmasında Filistin direnişinin sembol ismi Hanzala’ya da değinerek şu ifadeleri kullandı: “Hanzala’nın arkasını dönmüş hali, bizler harekete geçene kadar sürecek bir sessizliği temsil eder. Artık çocuklarımız, kalemleriyle bu sessizliği bozuyor. Leyla da bu duruşun güçlü bir temsilcisidir.”
Hilvan’da eğitim gören genç yazarın duyarlılığı, kalemiyle ortaya koyduğu bilinçli duruşu ve Filistin halkına verdiği gönül desteği, yalnızca ilçede değil, tüm şehirde takdirle karşılanıyor.
Mazlum coğrafyalara yüreğiyle ses olan Leyla Andiç’e, danışman öğretmeni Feride Uçman’a ve ailesine gönülden teşekkür eden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğrencinin başarılarının devamını diledi.
Leyla Andiç, “Gazze’ye Mektup” yarışmasında İl Birinciliği elde etti
“Sevgili Gazze,
Sana mektup yazmak yanan bir yüreğe su taşımak gibi… Bir kelimeyle bir kurşunu durduramam belki ama bil ki her cümlem senin için dua, her satırımda senin için bir umut var.
Ben bu satırları sıcak bir odada, duvarları çatlamamış bir evde, annenin sesi kulağımda yankılanırken yazıyorum. Oysa sen… Duvarları yıkılmış bir şehirde, enkazın altında can ararken annenin feryadıyla uyanıyorsun her gece. Biz gözlerimizi sabaha huzurla açarken, sen geceden sabaha kaç kez uyanıyorsun, kim bilir…
Ey ateşin ortasında çiçek gibi direnip solmayan Gazze…
Senin acın, bizim sessizliğimizden daha güçlü konuşuyor dünyaya.
Senin çırpınışın uyuyan vicdanlara haykırıyor.
Kırılmış oyuncakların, yıkılmış evlerin, yetim kalmış çocukların… Hepsi birer tanıklık: Zulmün karşısında dimdik duran bir halkın şahitliğidir onlar.
Sana anlatacak ne çok şeyim var ama sen zaten her şeyi yaşıyorsun. Kitaplarımızda “barış” yazıyor ama sen barışı hiç tanımadın. Şiirlerimizde “çocukluk” geçiyor ama sen hiç çocuk olamadın. Belki bir resim defterin bile olmadı ama sen gökyüzüne en asil resmi çizdin: Direnişin siluetiyle süslenmiş bir şehir silueti.
Biliyor musun Gazze, ben bazen seni düşünüp utanıyorum. Şikâyet ettiğim şeyler geliyor aklıma… internet yavaş, sınav zor, hava sıcak… Oysa sen, suskunluğunla bile bizi utandırıyorsun. Sen yıkıldıkça bizde bir şeyler inşa oluyor: merhamet, duyarlılık, vicdan…
Ben seni hiç görmedim. Haritalarda bir nokta, haberlerde bir başlıktın önce. Ama sonra kalbimde bir yara oldun, sonra dua oldun, sonra kardeş oldun. Artık seninle aynı gökyüzünü paylaşmak bana yetmiyor. Ellerim sana ulaşamıyor belki ama dualarımın adresi sensin.
Ey Gazze… Kırılma! Çünkü sen ayakta kalırsan biz insan kalırız.
Sen dayanırsan biz umutlanırız. Sen yaşarsan dünya nefes alır.
Unutma, biz buradayız. Kalbimizle, kalemimizle, dualarımızla…
Bir gün özgürlüğün gölgesinde bir çocuk gülecekse o gülüşte senin adın olacak.
Selam ve dua ile…
Leyla ANDİÇ
Hilvan Kız Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi
Danışman: Feride UÇMAN